Bugünlerde hepimizin gündemi olan Koronavirüs ile ilgili tedbirleri ve önerileri konuşurken, ruh sağlığımız açısından neler yapılması gerektiği de merak edilen bir konu. Gündemin etkisi ile keyifsiz hissetme, korku ve endişelerde artış, panik hali, unutkanlık, dalgınlık gibi durumlar oluşabilir.
WHO (Dünya Sağlık Örgütü), Mental Health Foundation ve Child Mind Institute gibi kurumların paylaştığı bilgilerden de faydalanarak hazırladığım aşağıdaki liste size yardımcı olabilir.
1) Gerekli korku ile aşırı korkuyu birbirinden ayırın. İnsanın hayatta kalması için korku gerekli olan duygulardan biridir. Çünkü korku kişinin tetikte kalmasını ve tedbir almasını sağlar. Bu da yaşamın devamlılığı için gereklidir. Koronavirüs’ten korkabilirsiniz. Korktuğunuz ya da endişelendiğiniz için kendinizi kötü hissetmeyin. Ancak bu korku aşırı hale gelmişse, sürekli bunu düşünüyorsanız ve günlük yaşamınızı ele geçirmeye başladıysa o zaman artık bu durum aşırı korku durumudur ve gerçeklikten uzaktır.
Kendinize korkunuzun derecesini sorun. Gerçekten herkes kadar mı korkuyorsunuz, yoksa çok daha fazla mı? Eğer fazla ise bunun artık normalden aşırı olduğunu kabul edin ve kendinizi yatıştırın.
2) Dikkatinizi başka şeylere yöneltin. Bu dönemi daha kolay geçirmenize yardımcı olacak şekilde dikkatinizi sevdiğiniz başka şeylere yöneltmeyi deneyin. Örgü örmek, kitap okumak, günlük tutmak, bulmaca çözmek gibi şeyler faydalı olabilir. Hep ertelediğiniz yarım kalan işlerinizi bitirmek için de iyi bir fırsat olabilir.
Ruhunuza iyi gelen ne varsa onlar hakkında düşünün ve onlardan faydalanın. Bu tür kriz anları içindeyken “benim neye ihtiyacım var” diye sormak aklınıza gelmeyebilir ama bunu kendinize hatırlatmakta fayda var. İyi düşünmeye gayret edin, bu günlerin geçeceğini hatırlayın.
3) Rutinlerinizi sürdürün. Mümkün olduğunca rutinlerinizi sürdürmek gerekiyor. Evde daha fazla zaman geçirme, evden çalışma, okulların tatil olması gibi durumlarda yeni rutinler eklemek faydalı olacaktır. Kriz anlarında rutinlerin sürmesi, kişinin gündelik yaşama adapte olabilmesi için gereklidir. Bazen sürdürmeniz gereken günlük işlere bile dikkatinizi vermek, zamanın daha çabuk geçiyor olduğu algısı yaratabilir.
Uykunuzu önemseyin. Haber almak için geç saatlere kadar TV karşısında ya da telefonda vakit geçirmeyin. Sinir sisteminizin dinlenmeye ihtiyacı olduğunu hatırlayın.
4) Bilgi kirliğine dikkat! Bilginin derecesi, bazen en büyük kurtarıcınız, bazen de en büyük düşmanınız olabilir. Şu anda doğru bilgi kadar, temelsiz, abartılı bilgiler de var. Bilgi kirliliğinden korunmak için her duyduğunuza inanmamak ve özellikle bilimselliği olmayan bilgilere (örneğin şunu iç, bunu ye, şunu kullan gibi) şüpheci yaklaşmak gerekebilir.
Sürekli bilgi bombardımanına maruz kalmayın. Güvenilir kaynaklardan günde 1-2 kez güncelleme yapmanız yeterli olacaktır. Bazen sosyal medya ve haber detoksu yapmak işinize yarayacaktır.
5) Bu dönemi içe dönüş fırsatı olarak görün. Bu dönem, dışarıda ve başkaları ile fazla vakit geçiremeyeceğiniz için, kendinize dönme, kendiniz ve hayatınız hakkında düşünmek için iyi bir zaman olabilir.
6) Duygularınızı paylaşın. Özellikle yakınlarınızla, sevdiklerinizle duygularınızı konuşun. Virüsü ya da tedbirleri değil korku ve endişelerinizi ifade edin. Bundan utanmayın.
7) Sağlıklı sınırlar koyun. Aşırı panik ve korkuları olan insanlarla aranızda sağlıklı bir sınır koymaya gayret edin. Panik ve endişeler bulaşıcı olabilir. Bir şeyin hakkında sürekli konuşmak onu kontrol edebileceğimiz yanılgısı yaratır. Bu, aslında korku ve endişeleri beslemekten başka genelde bir işe yaramaz.
8) Başkalarını suçlamayın. Önyargılarınızdan arınıp insanlık için iyi şeyler dilemeyi herkesin hatırlaması gerekiyor çünkü gördük ki bir şekilde hepimiz birbirimize bağlıyız ve çaresizlik anında aynıyız.
9) “Çocuklara yansıtmıyoruz” doğru bir yaklaşım değil. Çocuklar en ufak değişiklikleri bile fark ederler. Ayrıca sizden öğrenemediği şeyleri İnternet’ten ya da arkadaşlarından öğrenebilir. Bu yüzden,
- Konu hakkında, yaşına uygun kısa ve açıklayıcı bilgiler verin
- Korunma tedbirlerini ve nelere dikkat edileceğini konuşun
- Sorularını yanıtlayın
- Duygularını ifade etmesine izin verin hatta bu konuda teşvik edin. Serbest oyunlar, beraber resim çizme ve sohbet etme gibi yöntemlerden faydalanabilirsiniz.
- Çocuğunuz sizi model alacağı için iyi bir model olmaya gayret edin.
10) Belirsizliğe tahammülünüzü geliştirin. Bu yaşadıklarımız içinde en çok can sıkan belirsizlik durumu. Bir bakıma, hep beraber belirsizlik kasımızı güçlendiriyoruz. Hayatı kontrol edemeyeceğimizi, anların ne kadar değerli olduğunu, paranın da bazen sorunları çözemediğini bir kez daha anlıyoruz. Aslında hayat belirsizlikler üzerine kurulu. Ruhsal dayanıklılığımızı ne kadar arttırırsak, bu tür ön görülemeyen durumlarla başa çıkabilmemiz de kolaylaşır.